Açıklama
Anlaşmazlık ve uyuşmazlık, kişiler arası ilişkilerin doğasının bir sonucudur. Bu durum, kendisini, bazen özel hukuk alanında (sözleşmeler, aile hukuku ve benzeri), bazen ise kamu hukuku (ceza hukuku) noktasında gösterebilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, haklarının bir şekilde ihlal edildiği düşüncesinde iseler, Devlet Mahkemelerine başvurmak noktasında her zaman serbesttirler (hak arama hürriyeti; Anayasa m. 36). Bununla birlikte, mevcut uyuşmazlığın tarafları, aralarındaki problemin çözümünü, salt Devlet yargısı, yani mahkemeler nezdinde çözmek zorunda değillerdir. Türk hukuku bu noktada bir hayli yol kat etmiş olup, gerek Kıta Avrupası gerek Anglo-Amerikan hukukunda bilinen pek çok alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemini kabul etmiştir. Bu çerçevede, uyuşmazlığın taraflarının bizzat kendilerinin, dava sonucunda verilecek kararı beklemek yerine, bir uzmanın yanında bir araya gelerek, aralarındaki anlaşmazlığı çözebileceği yöntemler kendisini hukukun pek çok alanında göstermektedir. Bu yöntemler, sadece hukukçuları değil, tüm vatandaşları ilgilendirmektedir. Çünkü, bu yöntemlerde, mahkeme gibi bir organ tarafından karar alınması söz konusu değildir. Tam tersine, bir anlaşmaya, uzlaşmaya ulaşacak olanlar, bu konuda karar verecek olanlar, bizzat uyuşmazlığı tarafları, yani vatandaşlardır.